Hazırlayan Afyonkarahisar, sadece şifalı kaplıcalarıyla değil, aynı zamanda Anadolu’nun derin tarihine tanıklık eden yapılarıyla da öne çıkar. Hititler’den Frigler’e, Selçuklulardan Osmanlı’ya kadar pek çok medeniyete ev sahipliği yapan şehir; kaleleri, külliyeleri, anıtları ve antik yollarıyla tam anlamıyla bir açık hava müzesidir.
Afyonkarahisar Kalesi
Şehrin merkezinde 226 metre yüksekliğinde bir kaya kütlesi üzerine inşa edilmiş olan Afyonkarahisar Kalesi, M.Ö. 1350 yıllarına kadar uzanan bir geçmişe sahiptir. İlk olarak Hititler döneminde yapılan kale, zamanla Bizans, Selçuklu ve Osmanlılar tarafından restore edilmiştir. Zirveden tüm şehir ayaklarınızın altına serilir. 600’ü aşkın basamakla çıkılan kaleye ulaştığınızda hem tarih hem de muhteşem bir manzara sizi karşılar.
Frig Vadisi ve Ayazini Köyü
Afyon’un İhsaniye ilçesinde yer alan Frig Vadisi, adeta Türkiye’nin Kapadokya’sıdır. Yüksek kayalar içine oyulmuş evler, kiliseler, mezarlar ve tapınaklar ile tarih ve doğa iç içedir. Ayazini Köyü ise bu vadi içerisinde tarihi zenginliğiyle öne çıkar. Roma ve Bizans dönemlerinden kalma kaya yerleşimleri ve açık hava tapınakları görülmeye değerdir. Bölge hem tarih tutkunları hem de doğa yürüyüşü severler için benzersiz bir deneyim sunar.
Zafer Müzesi
Afyonkarahisar şehir merkezinde yer alan ve 1915 yılında hükümet konağı olarak inşa edilen Zafer Müzesi, Kurtuluş Savaşı’nın önemli kararlarının alındığı yerdir. Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk, Büyük Taarruz öncesi burada konaklamış ve taarruz planlarını burada yapmıştır. Günümüzde müze olarak hizmet veren bina, savaş dönemine ait haritalar, fotoğraflar ve Atatürk’ün kullandığı eşyaları sergilemektedir.
Mevlevi (Türbe) Camii ve Mevlevihane
13. yüzyılda kurulan Afyonkarahisar Mevlevihanesi, Konya’dan sonra en önemli Mevlevi merkezlerinden biridir. Mevlevihane içinde yer alan Türbe Camii, ahşap işçiliği ve kalem işleriyle dikkat çeker. Mevlevihane binasında döneme ait müzik aletleri, derviş kıyafetleri ve belgeler sergilenir. Manevi atmosferiyle hem tarihi hem kültürel bir yolculuğa çıkarır.
Ulu Camii
1272 yılında Anadolu Selçuklu Sultanı II. Gıyaseddin Keyhüsrev zamanında yaptırılan Ulu Camii, tamamen ahşap direkler üzerine kurulu olmasıyla dikkat çeker. Selçuklu mimarisinin güzel bir örneği olan cami, 40 ahşap sütunla taşınmaktadır. Sade ama etkileyici yapısı, zamanın izlerini hala taşımaktadır.
Afyonkarahisar Arkeoloji Müzesi
Şehir merkezinde yer alan bu müze, bölgeden çıkarılan binlerce esere ev sahipliği yapar. Paleolitik dönemden Osmanlı’ya kadar pek çok tarihi katmanı yansıtan eserler arasında Friglere ait anıtlar, Roma dönemine ait heykeller ve Selçuklu seramikleri dikkat çeker. Özellikle Frig yazıtları ve tanrı heykelcikleri oldukça ilgi çekicidir.
Büyük Taarruz Şehitliği ve Anıtı
Afyonkarahisar – Kocatepe yolu üzerinde bulunan bu anıt, Türk milletinin bağımsızlık mücadelesinde önemli bir dönüm noktası olan Büyük Taarruz’un anısına yapılmıştır. Şehitlik alanında binlerce askerimizin ismi yer alır ve her yıl 30 Ağustos’ta anma törenleri düzenlenir. Millî mücadele ruhunu hissedebileceğiniz özel bir mekandır.
Seydiler Kasabası ve Anı Evleri
Seydiler, Kurtuluş Savaşı döneminde Afyon’un önemli lojistik merkezlerinden biri olmuştur. Buradaki anı evlerinde savaş yıllarında kullanılan silahlar, günlük eşyalar ve döneme ait belgeler sergilenmektedir. Aynı zamanda Mustafa Kemal Paşa’nın kasabayı ziyareti sırasında konakladığı ev de burada yer alır.
Afyonkarahisar, sadece bir termal kent değil; aynı zamanda Anadolu’nun köklerine uzanan tarihi bir merkezdir. Kaleleri, müzeleri, antik köyleri ve zaferin izlerini taşıyan topraklarıyla her ziyaretçisini büyüler. Eğer tarihle iç içe bir gezi arıyorsanız, Afyonkarahisar mutlaka rotanızda olmalı.
Şehir rehber niteliğinde ki diğer makaleler için artıeksi’yi takip et !